ÖTEKİ TARAF

Film yorumları etiketiyle karşınızdayım canlar. Sizlere bu etiket altında izlediğim filmlerle ilgili değerlendirmelerimi ve eleştirilerimi yazacağım. İlk olarak Öteki taraf filmini yazmak istiyorum.

İldem parkta 15 aralık 2017 tarihinde izlediğim bu filmin hala etkisindeyim. Başrollerinde Özcan Deniz, Aslı Enver ve Meryem Uzerlinin oynadığı film korku ve gerilim içerikli olup aşk zeminine oturuyor. AŞK zemini güzel oldu be.. Hikaye Ece ve çetinin yaşadıkları aşkın Ecenin sebebsiz tereddütleri yüzünden kabusa dönüşmesini ve Çetinin saplantılı aşığı Sarayı anlatıyor. 
İlk yarıda filmi anlamak oldukça güç olup, film geçmişten kesitler veriyor. Ecenin Çetini terk ettiğine dair çektiği videoyu ve Çetin ve Saranın çekimser yakınlaşmasını gösteriyor. Sara; Çetinin evinde geçirdiği günlerde bir huzursuzluk seziyor, gaibten sesler duymaya başlıyor. Şahsen filmin bu sahneleri korku doluydu, "Ben aşk filmine geldim buda neyin nesi?" dedirtiyor ve filmin size ters köşe yaptıracağını gösteriyor. 

Sara; Çetinin takıntılı bir aşığı, Çetin; Saranın bu saplantısından habersiz onun samimiyetine dostça karşılık veriyor. Ancak bir kadın gözüyle bakan Ece; Saranın sevgilisi Çetini elde edip edemeyeceğini anlamak için acımasızca ve mantık dışı bir oyun oynamayı karar verir. Filmin ilk yarısı böyle kapanıyor. Merakla beklenen ikinci yarı... 

Çetin oturduğu evini yaşlı bir kadından almış, ev oldukça eski ve 1980 darbesi için korunaklı gizli bir alana sahiptir.Bu alana yatak odasında bir dolap içerisinden girilmekte ve alanın içinde darbede korunmak için bir ev için lazım olan ne varsa vardır.(tuvalet, mutfak, yatak vs.) Bu gizli bölüm oldukça kalın ses geçirmeyen özel cam bölmeler ve kalın duvarlardan oluşmaktadır. Camlar evin yatak odası ve banyo bölümünü görüyor ancak bu gizli odada sizi kimse görmüyor. Yani darbe döneminde saklanmak için çok güzel tasarlanmıştır.Ece evin sahibi ile görüşüp bu gizli bölümü öğreniyor. Ve hayatî bir karar alıyor. Çetinin kendisini aldatıp aldatmadığını öğrenmek için bu odaya girme kararı alıyor. Çetine ondan ayrıldığını söyleyen bir video hazırlıyor ve gizli bölümü girmek için hazırlanırken Çetini evin kapısında görüyor. Alelacele odaya girerken gizli odanın anahtarını düşürüyor. Buda demek oluyor ki Ece artık hayatı boyunca orada kalabilir ve onun orada olduğunu bilen tek kişi evin sahibi olan yaşlı şizofren kadın. Gel gör ki şizofren olan kadın Ecenin oraya girdiğini unutuyor.. 

Çetin yatak odasına giriyor, ve Eceye evlenme teklifi etmek için prova yapıyor. Yani ortada aldatma falan yok Çetin Eceye sırılsıklam aşık.. Ece, Çetini tam karşısında ona evlenme teklifi ederken görüyor, Çetin Eceyi görmüyor. Ece hata yaptığını anlıyor gizli odadan dışarı çıkmak için anahtarı arıyor.. Anahtar yok... Çığlıklar içinde bağırıyor sesini duyurmaya çalışıyor. Şimdi bunları yazarken filmin ne kadar etkisinde kaldığımı bir kez daha anladım. Ece çok çaresiz gizli odada kalmaya devam ediyor ve hamile olduğunu anlıyor. Bu şok gerçek Eceyi yıkıyor, hayatı boyunca dört duvar arasında  kalmaktan çok korkuyor. 

Kötü karakter Sara; Ecenin yokluğunda Çetini elde etmek için her yolu deniyor. Çetin, Ecenin aşkından perişan halde; oysa bilmiyor ki Ece 2 adım uzağında.. Çetin, Eceyi unutmak için Saraya bir şans veriyor ve Ecenin gözleri önünde Sara ile yakınlaşıyor. Ece kahrından mahvoluyor, gizli odada bulunan sandalyeleri fırlatıyor, sarayı korkutmak için bağırıyor ve sesini duyurmaya çalışıyor. Sara banyoda iken ona orada olduğunu hissettiriyor. Ve hırslı bir kadın olan Sara Ecenin o cehennem yerde olduğunu anlıyor. Odanın gizli bölümünü buluyor ancak Çetini elde etme düşüncesi ile odanın kapısını açmıyor. Kadınlar kutsal varlıklardır ama yeri geldiğinde sinsi bir yılana, bir şeytana dönüşür. Sara kapıyı açmıyor. Çetini evlenmeye ikna etmeye çalışıyor. Çetin Ecenin izini sürüyor ve Saranın ondan bir şeyler sakladığını anlıyor. Yaşlı ev sahibi ile görüşüyor, şizofren ev sahibi hayal meyâl hatırladığı Eceye dair, Çetine"çok acı çekiyor onu bul." dedi. Çetin, Eceyi aramaya koyuluyor. 

Ece bu sırada kokmuş bayat konserveleri yiyor, ayna ile saçlarını kesiyor, intihara teşebbüs edeceği sırada doğacak çocuğu halisünasyon olarak yanına geliyor. "Anne gitme" diyor. Sahne kesiliyor.. Ece açlıktan öldü mü? yoksa intihar mı etti? yada hayata tutunmayı başardı mı? bilinmiyor. Ancak bilinen bir gerçek var ki Ece tanınmayacak halde.. Çetin, Ecenin izini buluyor, ancak önünde Sara gibi bir engel vardır. Çetin gizli bölmenin kapısını açacağı sırada Sara, Çetinin bacağını vuruyor. Çetin, tekrar ayağa kalkıyor kapıyı açıyor. Ve baygın halde bulunan Eceyi kucağına alıyor, o cehennemden çıkarıyor, yerine Sarayı tıkıyor o bölmeye .. 
Filmin burasında "Allah'ın adaleti.." diyorsunuz. Ve nefes nefese izlediğimiz filmin son sahnesi geliyor. İki sedye; birinde haftalarca 4 duvar arasında kalmış hamile aç ve depresyon krizi yaşayan baygın bir kadın.. Diğerinde aşkı uğruna kurşunlara dizilen ancak nefes almaya devam eden bir erkek... Ve ömür boyu layık olduğu yerde kalacak olan Sara.. 

Film böyle bitiyor. Çok etkilendim, böyle bir yerli film izlemek bizi şok etti. Ancak filmin uyarlama olması biraz hayal kırıklığı yaşatmadı değil. Yinede oyunculuklar üst düzeyde, film duygu olarak içine alıyor. Korku sahneleri Dabbe'yi geçer diyebilirim. Ölmeden önce izlemeniz gereken 10 film arasında.. Arkadaşımla izlediğimiz filmler genelde düş kırıklığı yaşatırdı. Ancak bu filmin bizimde dönüm noktamız olacağına inanıyorum :) Tek kelimeyle efsane. sizlerle diğer film yorumlarında görüşmek üzere..